7 Eylül 2009 Pazartesi

Arjantin 1-3 Brezilya: Tırnaklar..


Normalde gece 3 gibi en geç uyuyan bir insanım, saat 3 buçukta maç başlayacak olunca yarım saat daha dayanır maç sırasında da maçın heyecanıyla zati uyumam diyordum. Kalktık işte maça, tam televizyonu açtıgım anda başladı maç. Dk 1de Arjantin bir atak yaptı, o anda anladık ki Maradona takımı gol atmaya yollamış. Zaten gruptaki durum itibariyle Brezilya için olduguna oranla Arjantin için daha kritik bir maçtı, doğal bir durum bu. Neyse, bundan sonraki dakikaları şöyle özetleyebiliriz, Arjantinden şuursuz saldırı, Brezilyadan temkinli futbol. Arjantin'in sahaya çıkan kadrosu ilginç bir kadroydu; 34'lük Veron, Datolo, Tevez tartışılabilecek tercihlerdi Aguero Milito gibi oyuncular kenarlarda otururken. Messi de forvet arkasına koyularak bana göre sahanın ortasına hapsedilmişti. Ataklar olgunlaşamıyor, genelde Brezilya defansının göbeğinde işlerini başarıyla yapan Lucio ve Luisaonun vücudundan geri dönüyordu genelde.. Sonra bir frikik oldu, Brezilya Elanonun ortasında buldu golü. Maçla ilgili şuna dikkat çekmeden olmaz, Brezilya ilk 11inde 2 adet Süper Ligden oyuncu var: Andre Santos ve Elano Blumer. Elano sağ kanattaki oyunuyla bana şu izlenimi verdi, daha tam olarak hazır değilim dolayısıyla zor toplara girip sorumluluk almayayım; gerektiğinde birkaç hareketle gösteririm kendimi. İlk 2 golde de serbest vuruştan payı vardı, ama maç içinde etkisizdi. Andre Santos daha defansif bir görev aldı Fenerbahçedekine oranla ve sırıtmadı önündeki Robinhonun kötülüğüne rağmen.
2. yarı oyuncu değişiklikleriyle Arjantin biraz toparlansa da Brezilya hep oyunun hakimiydi. Datolonun müthiş golüyle farkı 1e indirseler de Kaka bu maçı vermeyeceğiz der gibi 2 dk sonra her şeyi bitiren pası verdi Fabianoya ve maça damgasını vurdu. Maçı zaten herkes ya tekrarından ya da canlı izlemiştir şu ana kadar, en azından golleri görmüştür. Maçla ilgili 2 nokta var dikkat çekilmesi gereken. 1.si Maradonanın yediği tırnakları.. Kamera ne zaman o tarafa dönse Maradona gergin bir şekilde tırnaklarını yiyordu. Bana göre teknik direktör dediğin adam saha kenarındaki duruşuyla oyuncularına güven vermeli, tırnaklarını yiyen bir adam sizi sadece daha da gerer. Her büyük futbolcudan büyük antrenör olmaz, bunu bir kez daha görmüş olduk. 2. nokta ise Arjantindeki Arjantin Liginde oynayan oyuncu sayısının fazlalığıydı. Defansın göbeğini Velezlilere emanet etmek riskti, bu risk biraz pahalıya patladı sanki. Ama Veronun hakkını vermek lazım, iyi oynadı. Sonuçta Arjantin kendi evinde yenilerek büyük yara aldı, Brezilya da Dünya Kupasına gitmeyi garantilemiş oldu. Arjantin de bir şekilde gider o turnuvaya da bu haliyle gidecekse gitmesin diyelim, her ne kadar yıldızlar toplulugu da olsanız bir düzen olmayınca başarı olmuyor..

Hiç yorum yok: