12 Eylül 2009 Cumartesi

Galatasaray 3-0 Beşiktaş: Sezonun Gerçek Açılışı


Maç öncesi ve sonrası maça dair tüm izlenimlerim bu başlıkta olacak, takipte kalın :)
Bilgisayarimin diger tum sitelere girerken bloggera girmemesi sonucu ne mac oncesi ne de bu saate kadar yazi giremedim, ozur dilerim yazar olarak sorumlulugumu yerine getiremedigim icin.. Ipoddan girmek ancak bu saatte aklima geldi, ancak buradan da ciddi bir mac yazisi yazmak imkansiz. Galatasarayin olusu kartala yetti de artti diyelim, mac yazisini bilgisayarin inadindan vazgececegi saate birakalim..
Maç öncesi yazmayı planladığım yazıda Galatasarayın beklenen Mustafalı Mehmetli kadrosunun orta sahada bir zaafiyet ve kopukluk oluşturabileceği fikri üzerinde duracaktım, Xavi-Iniesta çift yönlü oyuncu ve Ayhan Akmanın futbolcu özellikleri üzerinden giderek ve Barış'ın ilk 11 başlamasının daha olumlu olabileceğine değinecektim. Yine de Galatasarayı daha şanslı gördüğümü ve 2-1 ya da 3-1 gibi bir skorla kazanacağımızı tahmin ediyordum. Ve yazının sonunda da 5te 5 yapın sizi sevenleri üzmeyin baba şeklinde bir temennim olacaktı, Metin Oktay üzerinden yeni Metinimiz olmasını dilediğimiz Arda Turan'a. Beşiktaş kadrosu üzerinde ise sadece varsayımlara dayalı tahmin yapacaktım ve sahaya çıkan kadro da çoğu kişi gibi beklemediğim bir kadroydu.
Kalede Rüştü sakatlıktan yeni çıkmış, orta sahada 2 Almanı bozmuşsunuz, sağ kanatta Serdar, Tabata direk forma bulmuş, ileride "pivot forvet" Nihat Kahveci, sol bekte 18lik İsmail. Yorgun olmayan bir Galatasaraydan 15dkda 3 gol yiyebilecek bir kadroydu bu aslında. Ama maçın özellikle 2. yarının başındaki gidişat gösterdi ki eğer erken gelen duran top golü olmasa maç sıkıntıya girebilirdi. Mustafa Sarp buna benzer 2 gol daha atmıştı daha önce bu sezon bu 3. oldu, devamı gelir umarız. Golün aslında biraz daha falso alıp kendiliğinden girmesini tercih ederdim, Mustafa Denizliye sağlam gider olurdu :) Golde Rüştünün de tabii ki hatası var ama hazır olmayan yaşlı kaleciyi sırf tecrübeli diye formda genç kalecinizin yerine oynatıyorsanız sorumluluk biraz da sizindir. O tecrübeli kaleci size maçı da alabilirdi ama olmadı, olamadı. Haftaya girerken demiştim ki belki de Türkiyenin en büyük 2 TDsinin istifa/kovulma sürecinin başlangıcı olacak bir hafta ve o belki gerçek olmuş gibi gözüküyor.

Maçla ilgili objektif yorum yaparsak attığımız gol sonrası psikolojik rahatlama, yorgunluğun da etkisiyle geri çekilme içgüdüsü zaten 2 ön liberoyla oynayan takımı iyice geriye yasladı. İlk yarı Beşiktaşın da yanlış kadro dizilişi sebebiyle boğuk bir orta saha futbolu olarak geçti, Keita Galatasarayın sağından, Serdar da Beşiktaşın sağından zorladı rakibini. Hakan Baltanın Kewelldan yeterli desteği görememesi ve yavaş kalması Serdarın çok pozisyon bulmasına sebep oldu ama Franco çok başarılı bir maç çıkardı kalesinde. 2. yarıda Mustafa Denizli nispeten doğru değişikliklerle başladı maça. 2 stoper arasında ezilen Nihatın yerine Bobo ve takıma uyumsuz yeni transfer Tabatanın yerine orta sahanın kontrolünü ele geçirmeyi sağlayacak Fink. Galatasaray bu duruma karşı oyun planından hiç şaşmadı. Bu dakikalarda üstünlüğü rakibe versek de en çok korkmaya başladığımız dakikalarda gelen gol maçı almamızı sağladı. Barış değişikliğiyle de skoru garantiye alıp oyunu daha yavaşlatmayı amaçladık ve oldu da. Son gol de tamamen kendi organizasyonumuzdan geldi ve klas olarak nitelendirilebilecek bir goldü. Belki de futbol olarak sezon başından beri en kötü oynadığımız maçı rahatlıkla kazanmış olduk böylece. Beşiktaşlılar kendilerini şanssız olarak nitelendirebilir ancak 2 takım arasındaki kadro kalitesi farkı bunu gerektiriyordu zaten..
Takımda bana göre en başarılı oyuncular Sabri ve Francoydu. Francoyu ilerde duruyor aşırtma gol yiyor diye eleştirenler bugünkü birçok kurtarışında ve çıkışında önde durmasının ne kadar büyük avantaj sağladığını görmüşlerdir. Ben kalesinde duran kalecidense çıkıp oyuna dahil olan kaleciyi hep tercih ederim çünkü bana göre bu bir konsantrasyon göstergesidir. Tartışmalı bir pozisyona sebebiyet vermiş olsa da ben oradaki müdahalenin elle olan kısmının çizgide olduğunu pozisyonun devamında göğsüyle kestiğini düşünüyorum zaten o pozisyona kesin olarak şöyledir ya da böyledir diyebilecek bir insan olduğunu da sanmıyorum. Ve Sabriye gelirsek, sezon başında Uğur formayı ne zaman alır diye beklerken şu anda Sabri Milli Takımda Gökhanı ne zaman keser diye beklemeye başladık, bugün hem savunmada hem hücumda iyiydi, özellikle defansta çok kritik kademelere girdi. Sabri bu performansını ve yükselişini sürdürürse çok önemli bir oyuncu olur bizler için çünkü hem fanatik Galatasaraylı hem de üst düzey futbol oynayan bir oyuncu "bayrak adam" olmaya en büyük adaylardan biridir bizim için, Arda Turan örneğinde olduğu gibi. Maçı özetleyen başlığı Father Vic atmış, uyur gEZER şeklinde. Gerçekten uyuyarak ezdik 3. büyüğü ve 5te 5 yapmış olduk. Artık bizim hedefimiz 10da 10, ama tabii ki her maçı ayrı düşünüp o maç özelinde kazanmaya odaklanmalıyız..

Hiç yorum yok: