23 Ağustos 2009 Pazar

Galatasaray 4-1 Kayseri: Meyveleri Toplamak


Maça gitme planlarım yol sebebiyle alt üst olunca maçı evden izledim. Eve girdiğim dakika ilk golü bulduğumuz dakikaydı, dolayısıyla maçın bu dakikadan öncesini izlemedim. Girer girmez Barosun tartışmalı golünü gördüm, tartışmaları bir plana bırakırsak golün gelişimini inceleyelim. Yine duran top, topun başında geçen senelerden tanıdık bir isim: Sabri Sarıoğlu. Mükemmel falsolanan bir orta, Ardanın volesi ve Barosun kaleciden önce ayak koyması. Duran top organizasyonundan gelmesinden çok, golün Sabri Sarıoğlunun ortasından gelmesine dikkat çekmek istedim. Sabri'ye hiçbir zaman art niyetle ya da at gözlüğüyle yaklaşan bir adam olmadım, bugün Sezarın hakkını Sezara vermek gerektiğini düşünüyorum. Sabri özellikle ilk yarıda çok faydalı, çok dikine ve (bunu söylediğime inanamıyorum ama) çok akılcı bir futbol oynadı bana göre. Sisteme uyum sağlamış gözüktü bana ve defansta da kritik müdahale yaptı 2 pozisyonda. Bu açıdan Sabriyi kutlayarak başlamak istemedim yazıma.
Takımın pas yüzdesi ve topla oynama oranı istatistiklerine dikkat çekmek lazım. Elimde rakam yok ama topla oynama oranının %70 civarlarında olabileceği düşüncesindeyim. 4-3-3ü ve total futbolu anlatan yazımıza gönderme yapalım. Orada orta sahanın defansla ve hücumla köprüyü oluşturan pas trafiğinin merkezi olma sebebiyle sistemin temelini oluşturduğunu yazmış ve Xavi Iniesta ikilisinin ve arkalarındaki Tourenin görevine değinmiştik. Galatasarayda tam olarak aynı format yok şimdilik, buna da Arda Turan üzerinden bir alternatif olarak değinmiştik aynı yazıda. Bu düzene Elanonun monte olmasıyla değişiklikler olacaktır, ancak şimdilik o bölgede oynayan Mustafa-Ayhan-Arda pas trafiğini oturtmaya başlamış gibiler. Yine de kritik top kayıpları olabiliyor o bölgelerde, Denizli maçında da Antep maçında da böyle goller yemiştik, bu maçta da gördük ama olacak o kadar şimdilik. Bir başka dikkat çekmek istediğim nokta da oyuncuların koştuğu mesafe. Topu akıllı kullanan oyuncularımız geçen senenin 2. yarısında ve geçtiğimiz senelerdeki gibi çok koşmak yerine, geçen sene ilk yarıda Skibbeli akıl futbolu dönemindeki gibi topu koşturma fikri ön plana çıktı. Bu söylem yanlış anlaşılmasın, Galatasarayın fizik gücü geçen sene gibi 2. yarıda düşmüyor, zaten gördük ne kadar ciddi çalıştığını Galatasaraylı oyuncuların hazırlık kamplarında.
Son maçların şanssız ismi Baros 2 golle moral buldu diyebiliriz. Çok sevindim bu gollere çünkü kaçırdığı gollerde beceriksizlikten çok şanssızlık faktörü ön plana çıkmaya başlamıştı, bu şans denen meret çok bela açabiliyor golcülerin başına. Gerçi Baros çingene ırkından olduğundan bu sorunları yaşamaz diyorduk zaten :) O pozisyonlar dışında da Baros yararlıydı maç içerisinde, rakip defansı çok yıpratan bir oyuncu ve sahadaki varlığı bile tehdit oluşturuyor. Onun dışında tek tek yorum yapacak olursak, sene başında iyi bir transfer olarak değerlendirdiğimiz Gökhan her geçen gün takıma adapte oluyor bunu görüyoruz, ancak bugün Makukulanın inanılmaz fiziği bizim 2 stoperimize bile üstünlük kurdu zaman zaman. Makukula da maçta imzası olan adamlardan biriydi, 2 golüyle(!). Arda'nın performansını da beğendim ama Rijkaardın rotasyonundan o da nasibini almalı artık yoruldu :) Aydın oyun içinde sürekli yok, anlık parıldamalarla kendisini gösteriyor, çok kötü bir performansı yoktu bana göre idare ederdi. Keita da oyunda kaldığı süre içerisinde yine hırsıyla ve driplingiyle coşturdu taraftarımızı.
Ve son söz Elano Blumer için. Girdi 45 dk oynadı, mest etti bizi. Geldiğinde türlü türlü iftiralar atanlar, özel hayatından girip asparagas haberlerle futbolculuğuna çakmaya çalışanlar, Nazmi Abinin tabiriyle bütün sülükler bugün derslerini aldılar. Attığı gol zaten jenerik, onun dışında Arda'yla paslaşmaları da inanılmazdı. Kayserili oyuncular maçın sonlarında sinirlerine hakim olamayıp bizimkilere sert girmeye başladı falan hoş değil. Elanoya da acil bir şarkı bulmak lazım :) Son söz Elano dedik ama, futbolcular olarak dedik onu. Son söz Rijkaard ve Neeskense, ve Rocaya ve diğer tüm teknik ekibe. Bu takım sizin eseriniz, teşekkürler :) Meyveleri toplamaya yavaş yavaş başladık, inşallah devamı gelecek..

2 yorum:

MegaDave06 dedi ki...

Topla oynama oranı 56'ya 46. Çok şaşırdım vallahi.

ike144 dedi ki...

Hmm, bir de pas istatistiğine bakalım madem o da yanlışsa yazının bütün dayanağı çökecek :) Neyse paslarda yüzde 84 gibi bir oran yakalamışız ordan kurtardım :P Şaka bir yana, beni de şaşırttı topla oynama oranlarının bu kadar yakın olması. Maçın 2. yarısında özellikle top tamamen bizim hakimiyetimizdeydi, gece galibiyet sarhoşluğuyla %70 falan demişiz de 60 falan bekliyordum yani en azından. Buradan sanırım şöyle bir sonuç çıkarabiliriz, Galatasaraylı oyuncuların topu alınca fazla oyalanmadan pas çıkarmaları bizde bir yanılsama oluşturuyor, paslara bakıp ya top hep bizdeydi bu kadar pas yaptık diyoruz. Yine de ligin kalburüstü takımlarından birine karşı oynadık bunu aklımızda tutalım, geçen sene 17 maç gol yememişti bu adamlar..